T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
Fiziki Coğrafya Özellikleri
Hatay İli ülkemizin güneyinde, İskenderun körfezinin doğu kıyılarında yeralır. Batıdan Akdeniz, güney ve doğudan Suriye, kuzeybatıdan Adana, kuzeyden Osmaniye ve kuzeydoğudan Gaziantep ile çevrilidir. Hatay; Antakya, Altınözü, Arsuz, Belen, Defne, Dörtyol, Erzin, Hassa, İskenderun, Kırıkhan, Kumlu, Payas Reyhanlı, Samandağ ve Yayladağı ilçelerinden oluşur. Yüzölçümü göller hariç 5.524 km² olup, iltopraklarının %46,1’ini dağlar, %33,5’ini ovalar ve %20,4’ünü platolar oluşturur.
İl sınırları içerisinde Alt Paleozoyik’ten günümüze kadar bütün jeolojik devirlere ait birimleri görmek mümkündür. Güney Amanoslarda Mesozoyik yaşlı ofiyolitler yoğunlukta iken, orta Amanoslar’da Paleozoyik ve Mesozoyik yaşlı kalkerler yüzeylenmektedir. İlin güney ve güneydoğu kesimlerinde ise Tersiyer yaşlı kalkerler hâkimdir. Amik Ovası, akarsu vadileri ve kıyı ovaları Kuvaterner yaşlı alüvyal dolgularla kaplıdır. Bu dolgular Hassa yakınlarında genç bazalt akıntıları ile örtülmüştür.
Hatay ve çevresi yoğun tektonizmaya maruz kaldığından yeryüzü şekilleri açısından çeşitlilik gösterir. Başlıca yüzey şekilleri; dağ, plato ve ovalardan oluşur. En önemli dağlık alan, Amik ovasının içinde yer aldığı graben alanı ile Akdeniz arasında adeta bir set gibi yükselen ve kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanış gösteren Amanos Dağları’dır. Bu dağların il içindeki en yüksek noktasını Hassa’nın batısındaki Mığır Tepe (2240 m) oluşturur.
Amanos Dağları’nın doğusunda, dağların uzanışına paralel graben alanı yer alır.Bu grabenin tabanında Amik Ovası bulunur. Bu ova ilin en önemli ve en verimlitarım alanını oluşturur. İldeki diğer önemli ovalar ise; İskenderun körfezinindoğu ve kuzeydoğu kesiminde sıralanmış olan İskenderun, Dörtyol, Payas ve ErzinOvaları ile Asi Nehri’nin denize döküldüğü yerde bulunan Asi Delta Ovası’dır.İlin güneyinde, Asi nehri ile Suriye sınırı arasında kalan ve yükseltisi 400-900 m’ler arasında değişen alan Kuseyr Platosunu oluşturur. Plato üzerindeyer yer tepelikler ve münferit Keldağ (Kılıç Dağı 1730 m) yükseltisi dikkatçeker.
İlde yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı karakteristik Akdeniziklimi egemendir. Yıllık sıcaklık ortalamalarının 15.1 - 20 °C derecelerarasında değiştiği Hatay’da aylık sıcaklık ortalamaları yaz aylarında en fazla,kış aylarında ise en düşük değerlere ulaşır.
İlde yıllık ortalama toplam yağış miktarı 562.2–1216.3 mm’ler arasında değişir.En fazla yağış kış aylarında, en az yağış yaz aylarında düşer. Yağışta dikkatçeken bir diğer özellik ise Dörtyol’un doğusundaki Amanos Dağları’nın denizdengelen hava akımlarına dik uzanış göstermesi ve buna bağlı oluşan orografik yağışlardan dolayı yıllık ortalama 1500 mm civarında yağış almasıdır.
Hatay ilinin en önemli akarsuyu, kaynağını Lübnan’daki Bekaa Vadisi’nden alan Asi Nehri’dir. Nehrin toplam uzunluğu 556 km olup, üç ülkeye yayılmış bulunan(Türkiye, Suriye, Lübnan) su toplama alanı ise 20.847 km²’dir. Diğer önemliakarsular ise; Asi Nehri’nin kolları olan Küçükkaraçay, Büyükkaraçay Afrin veKarasu çaylarıdır. Amik Gölü kurutulduktan sonra ilde büyük doğal gölkalmamıştır. Balık (Gölbaşı) Gölü ve Yenişehir Gölü gibi küçük göller günümüzdede varlıklarını sürdürmektedirler. Ayrıca Yarseli ve Yayladağı baraj gölleribulunur.
İlde birçok şifalı su kaynağı yer alır. İçlerinde en çok Erzin içme vekaplıcası ile Reyhanlı Hamamat kaplıcası dikkat çeker. Bunların dışında debisi düşük olan ve işletme tesisleri bulunmayan çok sayıda şifalı su kaynağı mevcuttur.
Hatay, toprak türleri bakımından da çeşitlilik arz eder. İl sınırlarıiçerisinde en yaygın olanlar; kırmızı-kahverengi Akdeniz toprakları, kırmızı Akdeniz toprakları, kahverengi orman toprakları, kolüvyal topraklar ile alüvyal topraklardır. Kırmızı-kahverengi Akdeniz toprakları ile kırmızı Akdeniz toprakları ortalama 400-1000 mm’ler arasında yağış alan zemininde kalkerli kayaçların yoğun olduğu maki ve orman alanlarında görülür. Kahverengi orman toprakları bitki örtüsünün gür, yağış değerlerinin de yüksek olduğu kesimlerde yoğundur. Kolüvyal topraklar eğimli yamaçların eteklerinde, alüvyal topraklar ise ova ve vadi tabanlarında yaygındır.
İklim özelliklerine paralel olarak ilin doğal bitki örtüsü ormanlardan oluşsa da günümüzde birçok bölgede ormanlar tahrip edilmiş, yerlerini makitürleri almıştır. Bunlar mersin, defne, keçiboynuzu, zakkum, delice ve katır tırnağı gibi bodur bitki türlerinden oluşur. Makilerin de tahribata uğradığı alanlarda ise odunsu bitkilerden oluşan garig toplulukları ortaya çıkmıştır. Bugün insan tahribatından uzak ve korunan alanlarda kızılçamkaraçam, göknar, meşe ve ardıç gibi türlerden oluşan karışık ormanlar yer alır.Ayrıca Amanos Dağları’nın Dörtyol’un doğusuna denk gelen kısmında kayın, fındıkve ıhlamur gibi Karadeniz bitki örtüsüne ait türler görülür.
Dış Ticaret
Hatay'dan İhraç edilen İlk Beş Ürün 2016 | |
Ürün Adı | İhracat Dolar |
Demir-çelik ana sanayi | 625.361.298 |
Meyveler, sert kabuklular, içecek ve baharat bitkileri | 358.153.606 |
Sebze, bahçe ve kültür bitkileri ürünleri | 95.237.869 |
Motorlu kara taşıtları ve motorları | 61.156.788 |
Diğer genel amaçlı makineler | 55.061.685 |
Motorlu kara taşıtlarının karasörleri ve römorkları | 39.785.105 |
Hatay'dan İthal edilen İlk Beş Ürün 2016 | |
Ürün Adı | İhracat Dolar |
Demir-çelik ana sanayi | 690.058.741 |
Maden kömürü | 545.520.444 |
Atık ve hurdalar | 503.613.245 |
Demir cevheri | 291.881.963 |
Kimyasal gübre ve azotlu bileşikler | 107.939.919 |
Tarım
2017 Yılı | Türkiye | Hatay | Oran (%) |
Turunçgil Üretimi (ton) | 4.769.726 | 1.005.486 | 21,08 |
Mandalina (satsuma) Üretimi (ton) | 817.158 | 429.617 | 52,57 |
Pamuk Üretimi (ton) | 2.450.000 | 265.682 | 10,84 |
Zeytin (Yağlık) Üretimi (ton) | 2.100.000 | 147.190 | 7 |
Hayvancılık
2016 Yılı | Hatay |
Büyükbaş Hayvan Sayısı | 149.734 |
Küçükbaş Hayvan Sayısı | 391.359 |
Kanatlı Hayvan Sayısı | 781.174 |
Arı Kovanı Sayısı | 95.943 |
Sanayi
İlde özellikle 1970 yılında faaliyete geçen demir-çelik fabrikasıyla birlikte,İskenderun, Dörtyol-Payas çevresinde demir-çeliğe dayalı sanayi faaliyetleriyoğunluk kazanmıştır. Bu faaliyetlerin, Hatay’daki imalat sanayinin temelinioluşturduğu söylenebilir. Diğer taraftan ilde pamuk ve zeytin gibi tarım ürünlerine bağlı sanayi kolları da gelişme göstermiştir. Özetle ildeki bütünsanayi faaliyetleri, Antakya, İskenderun ve Payas olmak üzere 3 organize sanayibölgesi ile Antakya, İskenderun, Dörtyol, Payas, İskenderun 5 Temmuz, Antakya Deri Kösele olmak üzere 6 küçük sanayi sitesi çatısı altında toplanmıştır.
Maden
Hatay’da çeşitli madenler bulunmaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz.Dörtyol’da demir ve alüminyum, İskenderun’da krom ve demir, Hassa’da bakır,çinko, kurşun ve alüminyum, Kırıkhan’da demir, Altınözü’nde kükürt,Yayladağı’nda fosfat, Antakya merkezde asbest ve altın yatakları bulunmaktadır.
Ulaşım
Günümüzde Hatay’da en gelişmiş ulaşım sistemi karayolu ulaşımıdır. 2017 verileri göre ilde 639 km il ve devlet yolu, 80 km otoyol ve 78 km demir yolu bulunmaktadır. İl genelinde herhangi birulaşım güçlüğü söz konusu değildir. Ulaşım ağındaki bu durum araç sayısında dakendini göstermiştir. Nitekim 2016 verilerine göre Hatay’daki karayolu taşıtsayısı 452.124 adettir. Bu değer Türkiye’deki araç sayısının %2,14’sını oluşturmaktadır. Hatay bu yönüyle illerarasında 12. sırayı alır.Özellikle Cilvegözü ve Yayladağı sınır kapılarının varlığı ve sınır ticaretinebağlı olarak, il genelinde taşımacılık faaliyetlerinin geliştiği ve dolayısıylaçekici ve kamyon türü araçların sayısının fazla olduğu göze çarpar.
Yine Hatay’da sanayi ve ticarete bağlı olarak gelişme gösteren diğer bir ulaşımsistemi denizyolu olup, bu noktada İskenderun Limanı özellikle Ortadoğu ülkelerineyönelik ticari sevkiyatlarda aktarım fonksiyonuyla ön plana çıkmıştır. Limanınkapasitesi, donanımı, etki bölgesi ve taşınan yük miktarı göz önünealındığında, hinterlandının sadece Hatay ve Türkiye ile sınırlı olmadığı, aynızamanda Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’nun en önemli limanlardan biri konumundaolduğu anlaşılmaktadır. Bunun dışında ayrıca ilde İsdemir Limanı, Advansa SasaPolyester Tesisleri, Asfalt İskelesi, Çekisan Şamandırası, Gübretaş Sarısekiİskelesi, Orhan Ekinci İskelesi ve Yazıcı İskelesi de bulunmaktadır.
İlde havayolu ulaşımı son yıllarda gelişme göstermiştir. Bu anlamda Hatay’da 2007 yılında hizmete açılan bir havaalanı olup, buradan İstanbul, Ankara veKıbrıs/Lefkoşa’ya düzenli seferler yapılmaktadır. Havaalanının ilk yılındatoplam 1200 uçuşta 140.000 yolcu taşınmıştır.
İlde demiryolu ulaşımının gelişme gösterdiği söylenemez. Bu anlamda sadeceAdana-Gaziantep arasındaki demiryolu hattından ayrılan bir tali hat İskenderunilçesine kadar uzanır. Fakat bu hat daha çok yük taşımacılığına dönük olarakkullanılmaktadır.
Turizm
Hatay turizm potansiyeli yüksek olan fakat bugüne kadar bu potansiyelin tamolarak değerlendirilemediği illerimizden biridir. Bu potansiyeli oluşturandeğerlerden ilki ve en önemlisi, yörenin tarihsel, kültürel ve inançözellikleridir. Antakya ve çevresinin tarih sürecindeki yeri ve önemi,Hristiyanlık için bazı ilkleri bünyesinde barındırması ve günümüzde dahi üçsemavi din ve bunların mezheplerine mensup toplulukların barış içerisindeburada yaşıyor olması turizm açısından en büyük değerleri oluşturmaktadır.
Hatay, şifalı suları, yaylaları ve kumsallarıyla yüksek sağlık turizmipotansiyeline sahiptir. Erzin içme ve kaplıcası ile Reyhanlı Hamamat kaplıcasıbirçok ziyaretçi kendine çeker. Bunun yanında Antakya’ya 10 km uzaklıkta yapılan beş yıldızlı termal otel ildeki en önemli sağlık turizmi tesisinioluşturmaktadır.
Hatay bir sınır ili olması nedeniyle Suriye ve diğer Ortadoğu ülkelerinden,Balkanlar ve Avrupa’ya uzanan güzergâhta transit geçiş noktası niteliğindedir.Bu nedenle Ortadoğu’dan Türkiye ve Hatay’a giriş yapan turist sayısı oldukçadikkat çekicidir.2017 yılında Hatay’a 182.624 yabancı turist giriş yapmıştır.
Antakya ve Civarının Genel Jeolojik Yapısı
Antakya ve yakın çevresindeki temel kayaçlar Mesozoik yaşlıdır. BunlarAmanos Dağları ile Kel Dağ yükselimlerinde görülür. Mesozoik birimler, karbonatistif ve ofiyolitlerle temsil edilir. Karbonat istife güneydeki Kel Dağı’ndarastlanır. Bunlar daha çok Jura yaşlı dolomitik kalkerlerden oluşur.Ofiyolitler ise Üst Kretase’de yöreye yerleşmiştir. Karbonatların üzerinde yeralan ofiyolitler; tektonit peridotit, kümülat gabro, diyabaz dayk kompleksi,yastık lav ve volkano-sedimanter birimlerinden oluşur (Yılmaz, 1984).Ofiyolitlerin üstünde ve özellikle Kel Dağ’ında, Üst Kretase yaşlı konglomerave kumtaşları ile başlayan ve kalkerlerle son bulan çökel birimler yer alır.
Hatay bölgesindeki jeolojik birimler Mesozoyik, Senozoyik ve Kuvaterneryaşlı kayaçlardan oluşmaktadır. Bölgeye Üst Kretase’de tektonik olarak yerleşenallokton konumlu Kızıldağ ofiyoliti alanının temelini oluşturmaktadır. İncelemealanındaki Üst Kretase yaşlı olan paraotokton konumlu Kaleboğazı formasyonuKızıldağ ofiyoliti üzerinde uyumsuz olarak yer almaktadır. gösteren KızıldağOfiyoliti, Antakya P36-d2 paftasında Dervişli mah., Çullukburnu Tepe, MamanınTepe, Kartal Tepe civarında mostra vermektedir. Harzburjit ve dünitlerdenoluşan tektonitlerin ayrışma yüzeyi; kızıl-kırmızı, taze kırılma yüzeyi; koyuyeşil renktedir. Birimi oluşturan kayaçların alterasyona uğradığı veserpantinleştiği gözlenmektedir. Harzburjitler içinde krizolit, ortorombikpiroksen ile az miktarda monoklinik piroksen ve spinel kristalleribulunmaktadır (Çoğulu, 1974). Tektonik bir evrim geçirerek bugünkü yapı, dokuve mineralojik bileşimlerini kazanmış olan tektonitler üst manto ekaylarıdır.Tektonitler içinde gözlenen foliasyon, lineasyon gibi yapısal özellikler veolivinin yeniden kristalleşmesi bu kayaçların yer mantosu içinde plastikdefomasyona maruz kaldıklarının göstergesidir (Çoğulu, 1974). Birimi oluşturankayaçlar aşınmaya karşı oldukça dayanıksız olduğundan, genellikle topoğrafikolarak düşük eğimli alanlarda mostralar vermektedir.
Okyanus tabanı malzemesinden oluşmuş olan allokton konumlu KızıldağOfiyolitinin alt dokanağı daima faylıdır. Kızıldağ Ofiyoliti, otokton konumludiğer formasyonlar tarafından uyumsuz olarak üzerlenmektedir. İnceleme alanındaalt dokanağı gözlenemeyen birimi, Üst Maastrihtiyen yaşlı Kaleboğazı formasyonuuyumsuz olarak üzerlemektedir.
Yapılan jeokimyasal ve jeokronojik çalışmalar sonucu Kızıldağ Ofiyolitininoluşum yaşı Üst Kretase olarak belirlenmiştir (Deloloye, 1979,1980). Biriminbölgede yerleşim yaşı ise Geç Maestrihtiyen olarak belirtilmektedir (Dubertret, 1953; Aslaner, 1973; Selçuk, 1981).
Yöredeki Tersier birimleri yine Amanos Dağları ve Kel Dağ’ında geniş alankaplar. Tersier kumtaşı-miltaşı-kiltaşı ardalanmasından oluşan Paleosenbirimleri ile başlar. Paleosen’den Eosen’e bir marn düzeyi ile geçilir. Eosenise kalkerlerle temsil edilir. Yörede Alt Miosen, çakıltaşı-kumtaşı ardalanmasıve kalkerlerden oluşur. Orta Miosen marn-şeyl, Üst Miosen ise marn-kumtaşı-şeylardalanması şeklinde bir litolojiye sahiptir. Pliosen ise çakıltaşı, kumtaşı,silttaşı ve kiltaşı ardalanmasından oluşur. Pliosen birimleri daha çokAntakya-Samandağ grabeni çevresinde görülür.
Asi nehri ve akarsu yataklarında geniş yayılım sunan alüvyonlar, oldukçagevşek kum boyutunda malzemeden oluşmaktadırlar. Alüvyonların yer aldığıalanlar genel olarak tarım faaliyetlerinin yoğun olduğu alanlardır. Kuaternerbirimleri ise daha çok graben tabanlarında yer alır. Amik Ovası ile AsiNehri’nin de içinde yer aldığı Samandağ-Antakya graben alanı alüvyonlardanoluşur. Grabenleri çevreleyen yükseltiler ile graben tabanları arasındabirikinti konileri ve yamaç molozları bulunur.
Yukarıda belirtilen jeolojik birimlerin bazıları, içlerine sularınserbestçe girip hareket edebileceği boyut ve miktarda birbirleriyle bağlantılıboşluklar içerir. Akifer olarak adlandırılan bu birimler aynı zamanda yöreninyeraltı suyu potansiyelini oluşturur.
Bu potansiyel graben alanındaki Kuaterner birimlerinde yüksektir. ÖzellikleAmik Ovası’ndaki alüvyonlar, yeraltı suyu bakımından oldukça zengindir. Ancakalüvyonların yanal ve düşey yönde gösterdikleri fasiyes değişimleri ilekalınlıkları, yeraltı suyu bulundurma kapasitelerini etkilemektedir. Alüvyonlariçinde silt-kil düzeylerinin bulunduğu alanlarda yeraltı suyu verimliliğiazalır. Özellikle Amik Ovası’nın güney ve güneydoğusunda kalın kil düzeylerininbulunduğu alanlar akifer özelliği göstermezler. Kil düzeyleri, ovanın güney vegüneybatısında 10-20 m, daha içerilere doğru 40-60 m ve ovanın ortasında ise100 m kalınlığına erişmektedir (DSİ, 1975:35). Antakya-Kırıkhan yolu boyuncayoğun olan birikinti konileri ise 350 m’ye kadar yer yer killi seviyeler içersede yeraltı suyu taşıyan en önemli formasyonları oluşturur.
Birikinti konilerinden başka Alt Miosen kalker, çakıltaşı, kumtaşıardalanması ve Mesozoik (Üst Kretase) konglomera, kumtaşı ve kalkerlerdenoluşan çökel birimler de akifer özelliği gösterirler.
Mesozoik (Jura) dolomitik kalkerleri, çatlaklı ve erime boşluklu yapılarınedeniyle geçirimlidirler. Ancak suyu depolama özelliğine sahip değildir. Bunedenle akifer özelliği göstermezler.
Yörede suyu geçirmeyen ve yeraltı suyu bulunmayan birimler de vardır.Mesozoik ofiyolitleri ile Tersier kiltaşı ve marnlar suların iletilmesini vedepolanmasını önler. Bu nedenle söz konusu birimler su tutma ve iletmeözelliğine sahip değillerdir.
Yapısal Jeoloji ve Tektonik
Arabistan, Afrika ve Anadolu levhalarının birbirleriyle görecelihareketleri sonucunda, doğuda Arabistan levhasının Avrasya levhası ileçarpışması, batıda ise Afrika ve Anadolu levhalarının dalma-batma sınırı ileyakınsaması sonucu Doğu Akdeniz Bölgesi’nin sismotektoniği gelişmektedir(McKenzie 1970, 1972).
Avrasya levhası ile Arap-Afrika levhaları Geç Kratese’den günümüze kadaryaklaşık K-G yönlü yakınsama hareketi etkisi altında bulunmaktadır. Buyakınsama hareketi ile ortaya çıkan sıkışma sonucunda Arap-Afrika levhaları ileAvrasya levhaları arasındaki Tetis okyanusunun güney kolu kuzeye doğru olanyitimle kapanmıştır. Arap levhası ile Anadolu levhacığının sınır oluşturduğuAnadolu coğrafyası üzerinde kıta-kıta biçimindeki çarpışma olayı Orta-ÜstMiyosen’de başlayarak Bitlis-Zagros Bindirme Kuşağı boyunca gerçekleşmiştir(Gülen ve diğ., 1987; Arpat ve diğ., 1975). Yakınsama hareketinin sürmesinedeniyle Avrasya ve Arap-Afrika levhaları arasında kalan Anadolu bloğununkısalıp kalınlaşması Üst Miyosen sonrasında da sürmektedir. ÜstMiyosen-Pliyosen’den itibaren sıkışma ile deformasyonu karşılayamaz durumagelen Anadolu bloğu, doğrultu atımlı Kuzey ve Doğu Anadolu Fayları boyuncabatıya doğru yanal olarak hareket etmeye başlamıştır. Kuzey ve Doğu AnadoluFayları, Anadolu bloğunun batıya doğru hareketi ile oluşmuştur (Gülen ve diğ.,1987).
Bu çarpışmada Arabistan levhasının Afrika’ya göre daha hızlı kuzeye doğruhareket etmesi sebebiyle Arap levhası Afrika´dan K-G doğrultulu Ölü DenizTransform Fayı ile ayrılmıştır (Gülen ve diğ., 1987).
Bölgeye Etki eden Önemli Tektonik Yapılar
Ölü Deniz Fayı, Kızıldeniz Akabe körfezinden, Doğu Anadolu Fayı ilekesiştiği Maraş üçlü eklemine (Gülen ve diğ., 1987) veya kuzeyde Antakya’yakadar uzanan K-G uzanımlı transform faydır (McKenzie 1972; Jackson ve McKenzie1988; Lyberis ve diğ., 1992). Yaklaşık 1000 km uzunluğunda olan Ölü Deniz Fayı,Arap levhasını Afrika levhasından ayıran transform nitelikli levha sınırınıbelirlemektedir (Garfunkel 1981; Gülen ve diğ., 1987). Arap ve Afrika levhalarıarasındaki hareketi sağlayan Ölü Deniz fayının, Suez körfezinin açılımındansonra Geç Miyosen’de aktif hale geçtiği belirtilmektedir (Lyberis ve diğ.,1992).
Ölü Deniz Fay Zonu üzerinde yapılan çalışmalardan fayın güney bölümündemaksimum 105-107 km.lik sol-yanal atım belirlenmiştir (Garfunkel, 1981;Garfunkel ve Freund, 1981; Quannel, 1959). Bu atımın 60-65 km.lik bölümününOligosen-Orta Miyosen arasında gerçekleştiği, geriye kalan 40-45 km.likkısmının ise Erken Pliyosen’den günümüze kadar olan zaman aralığındagerçekleştiği düşünülmektedir (Perinçek ve Eren, 1990).
Başlangıçta yaklaşık K-G doğrultulu olan Ölü Deniz Fay Zonu, Beyrutgüneydoğusunda kezeydoğu-güneybatı doğrultusunda yön değiştirerek at kuyruğuşeklinde kollara ayrılmış ve Palmyra Kink’inin oluşmasına neden olmuştur. Ölü Deniz Fayı Lübnan’ın kuzeydoğusunda tekrar doğrultusunu değiştirerek kuzeyyönünde uzanmakta ve fay zonunun bu kesimi Gharb fayı olarak tanımlanmaktadır(Nur ve Ben Avraham, 1978). Gharb fayı kuzey yönünde Türkiye sınırları içinegirdikten sonra Amik Gölü doğusunda tekrar doğrultusunu değiştirmekte vekuzeydoğuya dönmektedir. Bu dönme sonucu Kırıkhan-Gaziantep Kink’i oluşmuştur(Gülen ve diğ., 1987).
Ölü Deniz Fay Zonunun kuzeyindeki bir devamı olan Amanos fayının(Muehelberger, 1981; Gülen ve diğ., 1987; Perinçek ve Eren, 1990), atımmiktarının 1000 m.yi bulduğu ve yaklaşık KD-GB yönelimli eğim atımlı bir fayolduğu belirtilmektedir (Atan, 1969; Aslaner, 1973). Ölü Deniz Fay Zonu boyuncaoluşan kayma hareketi Senozoyik’te iki önemli bölüme ayrılmaktadır. Zon boyuncaoluşan bükülme ve bölünmelerin, kaymanın ilk evresinden sonra başladığı vebunların Anadolu ve Arap levhaları arasındaki ilk kıta-kıta çarpışmasınınsonucunda oluştuğu belirtilmektedir.
Ölü Deniz Fay Zonu boyunca oluşan hareketin yönü yaklaşık 4-5 milyon yılönce başlayan kaymanın bugünkü bölümünde, kuzeydoğuya doğru saptanmıştır ve bubileşen Doğu Anadolu Fay Zonunu oluşturmuştur ( Muehberger, 1981).
Doğu Anadolu Fayı, Kuzey Anadolu Fay Zonu ile kesiştiği Karlıova’danbaşlayarak K 66° D doğrultusunda (Rojay vd., 2000) uzanan Doğu Anadolu FayZonu, Şengör vd., (1985)’e göre Karlıova’dan Bingöl vadisi, Hazar gölü,Pötürge, Çelikhan, Gölbaşı ve Maraş’a doğru ; Jackson ve McKenzie (1984)’e göreİskenderun Körfezine doğru; Perinçek ve Çemen (1990) ile Şaroğlu vd., (1992)’negöre Antakya’ya doğru; Koçyiğit ve Beyhan, (1998)’a göre ise bu fay zonununAdana havzasının doğusundan Kıbrıs’a devam ettiği düşünülmektedir.
Oluşum yaşı Geç Miyosen-Pliyosen olarak belirlenen Doğu Anadolu Fay Zonu(Arpat ve Şaroğlu, 1972), yaklaşık 500 km uzunluğunda olup sol yanal doğrultuatımlı bir faydır (Arpat ve Şaroğlu, 1972; Gülen ve diğ., 1987). Doğu AnadoluFayı, batıya doğru hareket eden Anadolu Bloğu’nun güney sınırınıoluşturmaktadır (McKenzie, 1972).
Kuzeye doğru hareket eden Afrika ve Arabistan bloğu ile batıya doğru kaçanAnadolu bloğu arasındaki aktif levha sınırının yaygın olarak Kıbrıs yayıtarafından sağlandığı düşünülmektedir (McKenzie, 1972; Nur ve Ben-Avraham,1978; Le Pichon ve Angelier, 1979). Kıbrıs yayının, Kıbrıs’tan İskenderun körfezinigeçerek Doğu Anadolu Fayı ve Ölü Deniz Fayı’nın buluştuğu Maraş Üçlü Eklemineuzandığı ileri sürülmektedir (McKenzie, 1970, 1972; Westaway, 1994).
Doğu Akdeniz Bölgesinde yer alan Karasu rifti ve Amik havzası, Ölü DenizFay Zonu ve Doğu Anadolu Fay Zonlarının etki alanında gelişmiştir (Perinçek veEren, 1990). Yaklaşık 150 km. uzunluğunda ve 15-20 km. genişliğinde olan,KKD-GGB doğrultulu Karasu rifti Maraş ve Antakya arasında yer almaktadır (Rojayvd., 2000) (Şekil 2.3). Karasu riftinin güney kesimini oluşturan Amik havzasıise yaklaşık 30 km. genişliğinde olup (Över vd., 2001), Pliyo-Kuvaterner yaşlıçökellerle (Lyberis vd., 1992) veya daha genç çökellerle temsil edilmektedir.İskenderun körfezi bloğunun GB yönünde hareket etmesi sonucunda oluşmuş birçöküntü alanı olan Amik Havzasının ( Perinçek ve Eren, 1990), yapılan fay vekinematik analiz çalışmaları sonucunda KD-GB yönelimli bir açılma rejimi ileoluştuğu belirtilmektedir ( Lyberis ve diğ., 1992; Över ve diğ., 2001).
Arap/Anadolu, Arap/Afrika ve Afrika/Anadolu levhaları arasındaki görecelihareketlere bağlı olarak gelişen Doğu Anadolu Fayı ve Ölü Deniz Faylarınınkesiştiği ve tüm bu levhaların birleştiği yerin, Maraş ve Gölbaşı arasındakalan bölge olduğu düşünülmektedir (McKenzie, 1972; Gülen ve diğ., 1987; Şengörve diğ., 1985). Maraş üçlü eklemi, içeri doğru sokulan (inderten) Arabistanlevhasının kuzeybatı köşesini ve aynı zamanda deforme olan komşu Afrika veAvrasya levhalarını kapsamakta olup, bir kıtasal çarpışma zonunda görülebilecekbütün karakteristik özellikleri içermektedir (Gülen ve diğ., 1987). Över veÜnlügenç (1998) ise, üçlü birleşim bölgesinin daha güneyde Hatay’ın hemenkuzeyinde olduğunu belirtmektedirler.
Antakya ve çevresinde doğrultu atımlı gerilme rejimine ait tüm lokasyonlariçin yapılan fayların kinematik analizi, etkin gerilme rejiminin normalfaylanma olduğunu doğrulamaktadır. Kayma vektörlerinin ters çözüm işlemi vekayma vektörlerinin birbirlerini kesmeleri sonucunda saptanan zamansal ilişki,Pliyo-Kuvaterner’den günümüze kadar etkin olan gerilme rejiminin doğrultuatımlı rejimden açılma rejimine doğru değiştiğini göstermektedir (Över ve diğ.,2001).