Sayın Topaca, Hrt Akdeniz'de Yayınlanan ''Sesli Düşünüyoruz'' Programına Konuk Oldu
Hatay Valisi Sayın Ercan Topaca, Hrt Akdeniz'de yayınlanan Önder Önen’in sunduğu ‘’Sesli Düşünüyoruz’’ adlı programın canlı yayın konuğu oldu.
Son dönemde yaşanan menfur terör saldırılarında hayatını kaybeden tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anarak sözlerine başlayan Sayın Topaca Hassa Kaymakamı Mustafa Pala hakkında medyada yer alan haberlere değindi. Şehit haberlerinin uygun bir şekilde aileye haber verilmesi gerektiğini ifade eden Sayın Topaca, ‘’Kaymakamlık yaptığım dönemlerde ben de benzer haberleri vermiştim. Bu çok zor bir durumdur. Aileye hayattaki en kıymetli varlıklarının şehadet haberini vermek kadar zor bir şey yoktur. O anki olayın ağırlığı altında ezilmemeniz mümkün değil. Bu olayda da aslında benzer bir durum yaşanıyor. Ancak şanssızlık da aynı anda yaşanıyor. Kaymakamımız, Belediye Başkanımız, İl Emniyet Müdür Vekilimiz bu elim olayı aileye haber vermek üzere evin olduğu mahalleye intikal ettikleri zaman sokak kalabalık ve bütün basın orada. Haber sosyal medyada hızla yayılmış. Sadece annenin ve babanın haberi yok. Bu tür haberlerde aslında en son aile duyar. Herkes bir şekilde iyi niyetli olarak onlardan gizlemeye çalışır. Eve intikal edilince heyetimiz odaya geçiyorlar. İyi izlediğimiz zaman bu çok iyi niyetli samimi bir şekilde başlıyor. Bunu çekimlerde hissediyorsunuz zaten. Konuşmalar devam ederken flaşların patladığını bir çekim yapıldığını anlıyoruz. Olay o an olmuş zaten. O an hemen müdahale ediliyor. Annenin, babanın o anki duygularını, olayın şokunu yaşadığı o anı izledik, bu durum kameralara yansımış. Ancak hemen müdahale ediliyor ve kameralar dışarı çıkartılıyor. Tabi bir buçuk dakikalık bir çekim o sıralarda yapılmış.’’ dedi.
Ülkemizde yaşanan terör olayları karşısında ilimizde alınan tedbirleri değerlendiren Sayın Topaca belli sıkıntılar yaşanmasına rağmen devlet olarak bu kentte çok güçlü olunduğunu ifade ederek, ‘’Kentimizin her bir noktasında alınması gereken tedbirleri fazlasıyla alıyoruz. Her noktada kamu düzenini sağlama konusunda hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyoruz. İlimizde görev yapan 5 bin polis memuru, 5 bin jandarma personeli mevcut. Bunun dışında hudut birliklerimiz var. Bunların gerek araç-gereç gerekse donanımları bakımından hiçbir eksiğimiz yok. İlimizin huzur ve güvenliği için tüm güvenlik birimlerimiz seferber. İlimizin yedi noktasında 24 saat esasına göre sürekli arama yapıyoruz. Arama derken bu, vatandaşları tedirgin edecek bir arama değil. Oralarda muhtemel eylem ya da terörist faaliyetleri karşısında sürekli teyakkuz halindeyiz. Bu yetmiyor bir de günün belirli saatlerinde arama yaptığımız yollarla bağlantılı diğer yollarda da arama yapıyoruz. Bu, tüm gücünü arama ve yol faaliyetlerine vermiş, geleni geçeni arayıp insanları taciz eden bir sistem olarak anlaşılmasın. Kötü niyetli olanları ayırt edecek, kötü niyetli olanlara niyetlerini gerçekleştirme fırsatı vermeyecek, onları korkutacak ve caydıracak bir sistemdir. Kentin etrafında bir güvenlik kuşağı oluşturduk. O güvenlik kuşağından içeri girme konusunda teröristlerin tereddütleri oluyor. Şu dönemde ilimizde herhangi bir terör faaliyeti yaşanmamışsa alınan tedbirlerin çok etkili olduğunu bu tedbirler sonucu bu huzur ortamının oluştuğunu söyleyebiliriz.’’ dedi.
-İnsani Yardım Konusunda Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti Dünyada Bir Numaradır-
Ailesiyle birlikte Türkiye üzerinden Yunanistan'a gitmeye çalışırken teknenin batması sonucu Bodrum'da cansız bedeni sahile vuran Suriyeli bebek Aylan Kurdi ve ülkemizde misafir edilen Suriyeliler ile ilgili düşüncelerini paylaşan Sayın Topaca, ‘’Allah kimseye bu acıyı yaşatmasın, bir topluma yaşatmasın, dünyaya yaşatmasın. Herkesin yürekleri ağzına geldi. Buradan tüm Suriyeli dostlarımıza seslenmek istiyorum. Belli güvenlik tedbirleri alınmadan hele hele çok basit botlarla can yelekleri olmadan böyle bir yolculuğa çıkmak, çocuklarınızı eşinizi böyle bir tehlikeye atmak inanın insani bir şey değil. Müslümanlık açısından da çok doğru bir şey değil. Müslüman ferasetli olur. Ailesini böyle bir tehlikeye atamaz, kendisini de atamaz. İlimizde şu an 340 bin civarında Suriyeli var. Bunun 15 bini kamplarımızda kalıyor. Tüm misafirlerimizin sağlık, yiyecek ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Sivil Toplum Kuruluşlarımız ve hayırsever vatandaşlarımız sayesinde de birçok yardım yapılıyor. Bir de tabi şunun bilinmesi gerekiyor. Avrupa’ya gittiğiniz zaman Yunanistan’a ulaştınız diyelim. Orada sizi çok olumlu şartlar beklemiyor. Avrupa’da aman aman Suriyeliler gelsin, onlara devletimizin imkânlarını sunalım diye bekleyen bir grup yok. Avrupa’nın bu tür olaylara karşı duyarlılığı ve hassasiyeti bizim kadar gelişmiş değil. İnsani yardım konusunda Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti dünyada bir numaradır. Şu an 2 milyona yakın Suriyeli Türkiye’de yaşıyor. Avrupa’ya 15-20 bin Suriyeli geldiği zaman Avrupa’da yer yerinden oynuyor. Bunu görüp ona göre hareket etmek gerekir.’’ dedi.
İlimizde misafir edilen Suriyelilerin suça karışma oranlarını değerlendiren Sayın Topaca hemşehrilerimizin herhangi bir kaygıya kapılmaması gerektiğini belirterek vatandaşlarımızın bu konuda devletimize güvenmelerini ve rahat olmaları gerektiğini ifade etti. Sayın Topaca, ‘’Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hukuk kuralları herkese eşit uygulanır. Suriyeliler ile ilgili ilk başlarda belli sıkıntıların yaşandığını biliyoruz. Özellikle istihdam, işyeri açma ve çalışma, kimlik numarası verilmesi konusunda. Düşünün ki bir anda 1-1.5 milyon kişi ülkemize gelmiş. Savaş sebebiyle bu kadar yoğun bir giriş olunca elbette ilk başta bazı aksaklıklar, kontrol dışı bazı şeyler olmuş olabilir. İlimizde 339.502 Suriyeli var şu anda. Ayrıca 5 tane çadırkentimiz var. Buralarda 14.873 Suriyeli var. Tüm Suriyeli misafirlerimizin parmak izlerini aldık. Herhangi bir şekilde suça karışmaları takdirde tespit edilmesi kolaylaşıyor. Onların araçlarının tamamına plaka verdik. Her birine sağlık hizmetlerinden yararlanma, yardımlardan yararlanma gibi Türkiye’de bazı işlemlerde kullanabilecekleri küçük birer kimlik verdik. 339 bin kişi burada bir hayat yaşıyor. Zaman zaman kendi aralarında veya Türk vatandaşları ile sorunlar çıkabilir. Zaman zaman kaçakçılık olaylarına karışabiliyorlar. Zaman zaman istismar edilebiliyorlar birileri tarafından. Hayatın akışı içerisinde insanın olduğu her yerde kural dışı bazı olaylar olabiliyor ve bunlar doğal şeyler. Zaten devletlerin varlık sebebi de bu kural dışı olayları kontrol altına almak, önlemek ve bunları yapanları cezalandırmaktır. Siyaset biliminde Thomas Hobbes diye bir düşünür var. Diyor ki insan insanın kurdudur. Yani insana insandan başka zarar veren başka bir varlık yok. Baba oğul arasında, arkadaşlar arasında, akrabalar arasında bile zaman zaman bu sıkıntıları yaşayabilirsiniz. Kaldı ki 340 bin kişinin olduğu bir yerde kavgalar, sıkıntılar olması çok doğal. Devlet olarak biz bu konuları çok sıkı takip ediyoruz. 2014 yılı içerisinde çeşitli suçlara karışan 2371 kişi var. Bu olaylarda 28 kişi tutuklanmış, 32 kişi hakkında adli kontrol verilmiş, bir kısmına da diğer tedbirler uygulanmış. Bu adli olaylara karışan 940 kişi de gönüllü geri dönmeden faydalanarak kendi ülkelerine dönüş yapmışlar. 936 kişi de serbest kalmış. 2015 yılı içerisinde 340 bin kişi içerisinden 1951 kişi suça karışmış. Aslında oran oldukça düşük. Bunlardan 38’i tutuklanmış ve halen cezaevinde. 37 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış. Suça karışanlardan 422 kişi ülkesine geri dönmüş, 1148 kişi de herhangi bir adli işlem yapılmasına gerek kalmadığı için serbest bırakılmıştır. 6 kişi de diğer işlemlere tabi tutulmuştur.’’ dedi.
Ülkemizde insani gerekçelerle misafir edilen Suriyelilerin birçoğunun sanatkâr olduğuna ve kendi mesleklerini icra etmek istediğini ifade eden Sayın Topaca, ‘’Bunlarla ilgili mevzuatta bazı değişikliklerin yapılması gerekiyor. Devletimiz bu anlamda çalışıyor biz de zaman zaman gündeme getiriyoruz. Bu kişilerin bir kampa hapsolup hiç üretmeden yemeleri içmeleri çok insani de değil. Bir mesleği varsa elbette icra edebilsin. Ama bizim vatandaşlarımızda haksız rekabete yol açmayacak şekilde. Suriyelilerin şu an kendi adına işyeri açma şansları yok. Mutlaka bir Türk vatandaşı ile birlikte ortaklık kurmak suretiyle işyeri açabiliyorlar. Ola ki hiç ruhsat almadan açtı. Biz vergi kaydını yapıyoruz. Tahsis edilecek vergi de tahsil ediliyor. Vergisel anlamda bir boşluk yok. Bunu kayıt altına alabiliyorsunuz ancak vatandaşlık numarası olmadığı için yasada bir değişiklik yapılması gerekiyor. Suriye’de barış sağlanır bu insanlar kendi ülkelerine dönerler düşünceciyle iç hukukumuzu değiştirmek çok mantıklı olmayabilirdi ilk başlarda. Bu sebeple mevzuatta çok köklü değişikliklere gidilmemişti. Ancak geldiğimiz noktada bazı değişikliklerin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Avrupa’nın ve gelişmiş ülkelerin seçerek bu insanları götürmeyi düşündükleri bir ortamda ülke olarak bizim de nitelikli, donanımlı, kariyerli meslekleri olan bu kişilerin önlerini açıp ülkemizin refahına katkı yapmalarını sağlamalıyız. Bu benim şahsi düşüncem. Kaldı ki bizim ilimizde ve komşu illerde artık Suriyeliler çok yoğun bir şekilde çalışıyor.’’ dedi.
Suriye’de yaşanan iç savaşın ilimizdeki cereyanını değerlendiren Sayın Topaca, ‘’ Önceden ticaretin, turizmin nasıl olduğunu biliyoruz. İnsanlar çok rahat şekilde Suriye’ye gidip onlarla ticaret yapabiliyordu. Bu iç çatışmadan sonra ticaretten özellikle bizim kentimizin etkilenmesi doğal. Bu durum Hatay ekonomisinde elbette bir daralmaya yol açtı. Turizmde, ihracatımızda da ciddi bir daralma yaşandı. Ancak bu bizim kent ekonomisinin kaldıramayacağı boyutlarda değildir. İç savaşla birlikte başka bir gelişme oldu: 2 milyon kişi geldi ülkemize. Bunların ticareti hareketlendirdiğini, ihtiyaçlarını buradan karşıladığını, birikmiş paralarını burada harcadığını düşündüğünüz zaman birbirini dengeleyen bir yapı var. Ama bu işin bir de psikolojik boyutu var. O eski güzel ilişkiler kayboldu. Ülkelerin ve milletlerin hayatında zaman zaman bu inişler-çıkışlar olabilir. Bunun ben çok uzun sürmeyeceğini belli bir zaman sonra rayına oturacağını düşünüyorum. Bu krizin arkasından Hatay ve Türkiye için çok farklı fırsatların da çıkacağını hesap etmemiz gerekiyor. Ben işadamlarımıza bir öneride bulunuyorum. Krizi fırsata çevirin. Fırsata çevirmek için hazırlığınızı yapın. Bu savaş sonsuza kadar devam etmeyecek.’’ dedi.
Son olarak tüm hemşehrilerimizin yaklaşan Kurban Bayramı’nı kutlayan Sayın Topaca, ‘’Vatandaşlarımızın kurban kesimi sırasında dikkatli olmalarını, sokakları çok kirletecek şekilde kurban atıklarını rastgele atmamalarını, kamu veya özel kurban kesim yerlerini tercih etmelerini rica ediyorum. Neticede bu kent hepimizin kenti. Ayrıca Kurban Bayramı’nın ikinci günü saat 14.00’te Antakya Belediye Parkı’nda bayramlaşma töreni var. Tüm hemşehrilerimizi bayramlaşma törenine beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Özellikle dini bayramlar kırgınlıkların küskünlüklerin, kavgaların sona erdirildiği, geçmişten gelen husumetlerin tatlıya bağlandığı, sevginin, saygının, hoşgörünün doruğa çıktığı anlardır. Onun için tüm vatandaşlarımızı bayramlaşma töreninde birlikte olmaya, birliğimizi, beraberliğimizi bütün Türkiye’ye ve dünyaya ilan etmeye davet ediyorum. Bayramı bayram gibi ruhuna uygun bir şekilde kutlayalım. ‘’ dedi.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
