Asırların Felaketi 6 Şubat ve devamındaki depremlerin ardından Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bölgemizde yürütülen Dünyanın En Büyük İyileştirme Operasyonu çerçevesinde kadim şehrimizi her yönüyle eskisinden daha güçlü olarak ayağa kaldırıyoruz.

Bu doğrultuda Valiliğimiz koordinesinde hayata geçirilen Afette Hatay Modeli çerçevesinde afet sonrası yeniden yapılanma sürecimizde, yerel bilginin ve kültürel mirasın ekonomik değerle bütünleştiği çok katmanlı bir kalkınma modeli hedefimizle UNESCO Gastronomi Şehri Hatay’ımızın 10 yöresel lezzeti daha Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaretle tescillendi.

UNESCO’nun gastronomi alanındaki “Yaratıcı Şehirler Ağı”nda yer alan Hatay’ımızın yöresel lezzetlerinden coğrafi işaret olarak tescillenen “aşur yemeği, bakla ezmesi, peynirli irmik helvası, tuzlu yoğurt çorbası, yaprak sarması, taş kadayıf, bahtenis dolması, fellah köftesi, pirzolalı yaprak sarma ve ekşi aşı” olmak üzere Türk Mutfağı Haftası etkinlikleri kapsamında Valiliğimizin girişimiyle coğrafi işaret belgesi verilen 10 ürünümüz, Antakya Gastronomi Çarşısı’nda düzenlenen programla tanıtıldı.

Tanıtım Programı; Valimiz Mustafa MASATLI, Milletvekilimiz, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet ÖNTÜRK, İl ve İlçe Protokol Üyelerimiz, ATSO Başkanı, siyasi partilerin temsilcileri ve çok sayıda davetlinin de katılımıyla gerçekleştirildi.

Eğitimden sağlığa, üretimden sanata, ekonomiden kültürel mirasımızın korunmasına kadar insan ve şehir hayatına dair tüm detayların düşünülerek ayağa kalktığımızı hatırlatan Valimiz,

“Devlet – Millet el ele ruhuyla başlattığımız bu büyük seferberlikte şehrimizi fiziki planda inşa ederken bizi biz yapan, marka değeri olan tüm zenginliklerimizi de asla göz ardı etmiyoruz.”dedi.

Tarihi ve kültürel zenginliklerimizin de büyük bir öneme sahip olduğu bilinciyle bölgemizin kültürel ve ekonomik değerlerini de koruyarak gelecek nesillere aktarmamız gerektiğine inançla çalışmaların hız kesmeden sürdürüldüğüne değinen Valimiz “Medeniyetlerin kesişim noktası, farklı kültürlerin yüzyıllardır barış içinde yaşadığı kadim şehrimiz Hatay’da,  tarihimize ve kültürel mirasımıza sahip çıkmak adına başlattığımız bu çalışmalarımızın meyvelerini de çok şükür bir bir alıyoruz.” İfadelerinde bulundu.

Kadim topraklarımızın sunduğu zenginlikleri korumanın, ülkemize ve dünyaya tanıtmanın, bizler için yalnızca bir görev olmadığını; aynı zamanda geçmişimize duyduğumuz vefanın ve saygının da bir gereği olduğunu belirten Valimiz: “Bunun için Coğrafi işaret tescili  ayrı bir önem ve değer arz etmektedir. Çünkü coğrafi işaret tescili yalnızca bir ürünün korunması değil, bir bölgenin kültürünün, emeğinin ve doğasının ulusal ve uluslararası ölçekte tanınması anlamına gelmektedir.”dedi.

Bu anlayışla depremlerin ardından yerel kalkınmayı teşvik etmek ve bölge ekonomisini canlandırmak amacıyla yürütülen kapsamlı çalışmalardan biri olan coğrafi işaret konusunda şunları kaydetti: “5 Şubat itibarıyla coğrafi işaret olarak tescil aldığımız ürün sayımız 25’tir ama tarihi yüz binlere dayanan sadece 600 yüzden fazla yemek çeşidi olan bir şehirde 25 coğrafi işaret çok azdı. Kurmuş olduğumuz özel bir ekiple beraber sahada derinlemesine çalışmaları yaptık. Şu an itibari ile 50. ürünümüzün de coğrafya işaretini almış oluyoruz. Yani iki yıllık bir dönemde 25 olan coğrafi işaret sayımız şu an 50 oldu. 80 ürün için coğrafi işaret için müracaatımız söz konusudur. Kısmet olursa bunu da bunları da aldığımızda coğrafi işaretli ürün sayımız 130’a çıkacaktır.”

Gelecek yılın başına kadar bu çalışmaların sonuçlanmasını beklediklerini belirten Valimiz,

“130’a yakın ürünümüzün coğrafi işaretini almış olacağız. Coğrafi işareti biz bir milli mesele olarak görüyoruz. Çünkü bir ürünün mahrecini, menşeini, ancak bu şekilde algılayabiliriz, anlayabiliriz. O bakımdan bu coğrafi işaretler hem bizim kültürümüzün zenginliğini hem insanlarımızın bu noktadaki emeklerini bir manada tescil etmek anlamına geliyor. Tabii bu süreç içinde kültürümüzün, turizmimizin kültürel varlıklarımızın tekrar ortaya çıkarılması noktasında da çalışmaya devam ediyoruz.”dedi.

Bu çalışmalar doğrultusunda Kadın Kooperatiflerimizin önemine de değinen Valimiz, coğrafi işaretli ürünlerimizin üretilmesinde, pazarlanmasında ve kadınlarımızın da ekonomik hayata daha görünür ve daha güçlü katılmalarının sağlanması adına depremlerden önce 35 olan Kadın Kooperatifi sayımızın Valiliğimiz koordinesinde yapılan çalışmalarla 53’e çıkarıldığını bir kez daha ifade etti.

Ayrıca “2017 yılında UNESCO tarafından “Gastronomi Şehri” ilan edilerek kadim şehir olduğunu tüm dünyaya gösteren Hatay’ımızın bu zenginliğine bu zorlu sürecimizde ulaşılabilirliği kolaylaştırmak için,  Gastronomi Çarşımızı faaliyete geçirdik. Böylece binlerce yıla dayanan mutfak kültürümüzü yaşatıyor ve dünya ile buluşturuyoruz”diyen Valimiz,

Hatay’ımızın, insanlık tarihinin en eski yerleşimlerinden biri olarak kültürüyle, doğasıyla ve üretimiyle bundan böyle de ışık saçmaya devam edeceğini belirterek “Bu ışığın sönmemesi için toprağımıza, kültürel mirasımıza, bilgimize her zamankinden daha büyük bir sevdayla sahip çıkacağız. Çünkü biliyoruz ki değerlerimizi korumak, aynı zamanda kimliğimizin ve  kadim hafızamızın sonsuza dek yaşamasına vesile olacak en ulvi hizmet demektir.”dedi.

Valimiz, konuşmalarının sonunda hemşehrilerimizin ve tüm vatandaşlarımızın Türk Mutfağı Haftası’nı kutladı; 10 Yeni Coğrafi İşaret Tescil Belgemizin ilimize ve insanımıza hayırlı uğurlu ve bereketli olmasını temenni ederek Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet ÖNTÜRK’e, İl Planlama Müdürümüz Mustafa ÖRGÜT’e ve emeği geçen herkese teşekkür etti.

Valimiz Mustafa MASATLI’nın konuşmalarının ardından Coğrafi İşaret alan 10 ürünümüzün Tescil Belgeleri İl Planlama Müdürümüz Mustafa ÖRGÜT tarafından Valimize takdim edildi. Akabinde katılımcılarımızla Coğrafi İşaret alan 10 ürünümüzün tadımına geçilerek program sona erdirildi.